Biyografi

Mehmet Akif Ersoy Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği ve Eserleri

Mehmet Akif Ersoy’un Hayatı

İstiklal marşımızın yazarı olan Mehmet Akif Ersoy İstanbul’da doğmuş ve yine burada vefat etmiştir.(27 Aralık 1936). Babası medrese hocalığı yapmaktaydı. Babası onu “Rağıyf” ismiyle onu çağırıyordu. Ancak etrafındaki insanlar bu kelimeye alışık olmadıklarından onu daha çok Akif diye çağırmaktaydı. Babası Arnavut annesi ise Buharalı’dır.

Mehmet Akif ilk olarak öğrenim hayatına Fatih’te Emir Buhari adındaki mahalle mektebinde başlamıştır. Daha sonra ise Maarif bakanlığına bağlı olan iptidaiyi ve Fatih Merkez Rüştiyesi’ni bitiren Mehmet Akif Arapça ve İslami konularda babası tarafından bizzat eğitim almıştır. Aynı zamanda Türkçe, Arapça, ve Fransızca dillerindeki donanımıyla dikkat çekmiştir. Babasının vefatı ve evlerinin yanması gibi nedenlerden ötürü memuriyet veren bir yüksek okula başvurmak zorunda kalmıştır.

1889 yılında Mülkiye Baytar Mektebini birinci olarak bitirmiştir. Ziraat Nezareti (Tarım Bakanlığı) görevine devam ettiği sırada dolaşma imkanı bulduğu Rumeli, Arabistan ve Anadolu’da köylü insanlarla yakından ilişkiler kurmuştur. 1906 yılında Halkalı Ziraat Mektebini ve 1907 yılında da Çiftçilik Makinist Mektebi’nde hocalık görevinde bulunmuştur. Bundan bir yıl sonra ise Darülfünun Edebiyat-ı Umumiye görevine terfi etmiştir.

Mehmet Akif Ersoy 1908 yılında 2.Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte Eşref Edip’in çıkardığı Sırat-ı Müstakim ve Sebilürreşad gibi dergilerde aralıksız yazmış ve Mısırlı İslamcı yazarlardan tercümeler yayınlamıştır. Daha sonra 2 ay süreli bir Mısır seyahati yapan Akif dönüşte Medine’ye uğramıştır. 1.Cihan harbi sırasında İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin gizli bir kolu olan Teşkilat-ı Mahsusa tarafından Berlin şehrine gönderilmiştir.

Burada esir düşen Müslümanlarla ilgili kamplarda incelemeler yapmıştır. Batı uygarlığının kısa sürede gelişmesi Mehmet Akif’i derinden etkilemiştir. Daha sonra bir diğer görev için profesör İsmail Hakkı İzmirli ile Lübnan’a gitmiştir. Buradaki görevi bittikten sonra Darü-l -Hikmetül İslamiye isimli yerin başkatipliği görevini üstlenmiştir. Kurtuluş savaşı yıllarında Balıkesir’de yaptığı konuşmasından dolayı bu görevinden azledilmiştir. İstanbul’da ki hükümet yetkilileri kurtuluş savaşı mücadelesi hareketini bir isyan hareketi olarak tanımlamasından sonra Sebillürreşad  adlı dergi Kastamonu’da yayınlanmaya başlamıştır.

Mehmet Akif Ersoy’un Edebi Kişiliği

Mehmet Akif, Sakarya zaferinden sonra laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından daimi olarak Mısır’da yaşamını sürdürmeye karar vermiştir. Bu sürgün hayatı sırasında Siroz hastalığına yakalanan Mehmet Akif son günlerini yurdunda geçirmek istediği için Türkiye’ye dönmüş ve İstanbul’da vefat etmiştir. Mehmet Akif düşünce hayatının en belirgin unsuru olarak İslamcılık ve bu anlamda Batı ile toplumsal ve düşünsel açıdan yerli özelliklerini koruyan güçlü bir toplum yapısını öngörmüştür. Mehmet Akif dilde rafineleşme hareketinden olan düşünsel yapısıyla gerek geleneksel edebiyattan gelen anlayışla ayn ı zamanda Batı’nın değerleriyle de etkileşimi kabul eden bir anlayışa sahiptir.

Mehmet Akif yerelliği savunmuş ve her edebi akımın kendi öz topraklarında olarak canlanabileceği inancındadır. Mehmet Akif’in bu anlayışı savunmasındaki temel gaye okuyucularına sorgulayıcı bir bakış açısı kazandırmak olduğu için genellikle yoksul insanların hayat hikayeleri şiirlerinin temel konusu olmuştur. Mehmet Akif dil konusunda toplumsal kimliği ön plana çıkarmış ve bu sayede özgün ve kendine has bir tarza ulaşmıştı.

Mehmet Akif Ersoy’un Eserleri

  • Safahat
  • Süleymaniye Kürsüsünde
  • Hakkın Sesleri
  • Fatih Kürsüsünde
  • Asım
  • Gölgeler
  • Safahat
  • Hatıralar

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu