Biyografi

Yaşar Kemal Kimdir?

Asıl adı Kemal Sadık Gökçeli olan Yaşar Kemal, Nigar Hanım ile Sadık Efendi’nin oğlu olarak 6 Ekim 1923 yılında Osmaniye’de dünyaya geldi. Aslen Van Ercişli olan ailesi 1. Dünya Savaşı esnasında Diyarbakır, Urfa ve Antep’i gezdi. En son olarak da Adana’ya yerleşti. Yaptıkları göç esnasında Yusuf adlı yaralı çocuğu yanına alıp evlat edinen Sadık Efendi daha sonra Yusuf tarafından öldürüldü. Yaşar Kemal bu olaydan çok etkilenince 12 yaşına kadar kekeme kaldı. Küçük yaşlarda kaza sonucu sağ gözünü kaybederken 8 yaşındayken köye gelen bir tuhafiyesinin borcunu yazmasından etkilenerek yazı yazmaya başladı. İlkokula gitmeden Aşık Kemal mahlasıyla halk şiirleri yazdı. 9 yaşında ilkokula başlayan Kemal daha sonra okul arkadaşı Aşık Mecit ile aşıklarla atışacak derece türküler söyleyerek ağıtlar yaktı. 1938 yılında da okuldan mezun oldu.

Yaşar Kemal’in İlk Şiiri 1939’da…

Yaşar Kemal’in kaleme aldığı ilk şiir Seyhan’dır. 1939 yılında Adana Halkevi Dergisinde yayınlandı. 1941 yılında Ortaokula başlayan fakat son sınıfta hastalanan ve kendini edebiyata verdiği için yatılı öğrencilik hakkını kaybeden Kemal aynı zamanda ırgat katipliği, memurluk, ırgatlık, inşaat denetçiliği, öğretmen vekilliği ve arzuhalcilik gibi bazı işlerde çalışma gösterdi. Hayatı zorluklarla geçen Yaşar Kemal’in şiirleri Çığ, Ülke, Millet, Kovan ve Beşpınar dergilerinde yayınlandı. İlk uzun hikaye kitabını da 1946 yılında Kayseri’de Pis Hikaye adıyla kaleme aldı.

Yaşar Kemal Birçok Kez Nobel’e Aday Gösterildi!

1973 yılında olmak üzere pek çok kez Nobel’e ödül gösterilmesine rağmen bir türlü Nobel ödülü alamadı. Ölene kadar da aday olacağım diyen Yaşar Kemal daha sonra Zülfü Livaneli’nin sözlerinde de yer aldı. Zülfü Livaneli’nin Nobel ödülünün küçük hesaplar ve kıskançlıklar dolayısıyla Yaşar Kemal’e verilmediğini Sevdalım Hayat kitabında şu sözlerle aktardı:

“Bir seferinde Yaşar Kemal, Nobel Ödülü’ne çok yaklaşmıştı. En güçlü aday olarak adı geçiyordu ve sonradan öğrendiğimize göre ödülü kazanamaması için hiçbir neden yoktu. Tam o sırada bazı Türkler ve Türkiyeli Kürtler devreye girerek, Yaşar Kemal aleyhine bir dedikodu çarkı çevirdiler. İsveç akademisine, Türk edebiyatını iyi bilmediklerini, aslında Yaşar Kemal’in Türkiye’de beşinci sınıf bir yazar olduğunu, sadece o çevrilmiş olduğu için ödülü ona vermenin haksızlık olacağını söylemişler. Bu arada bazı Kürtler de Yaşar Kemal’in Kürt olduğu halde Türkçe yazmasının Kürt kimliğini inkar etme anlamına geldiğini öne süren bir kampanya başlattılar. Onlara göre Yaşar Kemal, Kürt halkının masallarını alıp Türklere mal etmekle görevli bir devlet yazarıydı. Lars Gustafson adlı İsveçli romancı Avusturya’da tanıştığı Diana Canetti adlı Türkiyeli bir yazarın Türkiye’de Yaşar Kemal’den daha ünlü olduğunu yazınca dayanamadım ve yazının yayımlandığı Expressen gazetesine bir açıklama gönderdim. Bu tartışmalar, zaten kıl payı dengeler üstünde duran İsveç akademisini ürküttü ve Yaşar Kemal’e verecekleri ödülü ertelemeyi uygun görüp Patrick White’a verdiler.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu